Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığı biyo, psiko, ve sosyal iyilik hali olarak tanımlar. Bu üç maddeden herhangi birinde oluşan bozukluk sağlık sorunlarına ve hastalıklara neden olur. Mevsim geçişleri döneminde oluşan sıcaklık farkları, nem, güneş ışınlarının etkisindeki değişiklikler, hormonal değişiklikler, tüketilen besin ögelerinin değişimi, çevresel faktörlerin değişimi gibi birçok faktör sağlığımıza direk ya da in direkt etki ederek bozulmaya yol açabilir.
Bağışıklık sistemi, vücudun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan karmaşık bir sistemdir ve vücudumuzu yabancı ve zararlı maddelerden korur. Bu sistem, vücudumuza giren milyonlarca bakteri, mikrop, virüs, toksin ve parazitlere karşı korunmak için düzenlenmiştir. Mevsim geçiş dönemlerinde oluşan ısı değişimleri, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve vücut direncinde düşmeye yol açan tüm faktörler nedeniyle bir çok mikroorganizma kaynaklı hastalık ve salgın ortaya çıkabilir. Özellikle virüs ve bakteri kaynaklı bu hastalıklar kendini çoğu zaman solunum yolu enfeksiyonları olarak gösterir. Grip, nezle, mevsimsel allerjik rinit, tonsillit, farenjit, larenjit, sinüzitler, bronşit, bronşiolit, astım, kronik bronşit, bronşiektazi, koah gibi bir çok solunum yolu hastalığı mevsim geçişlerinde özellikle de bahar döneminde yoğun bir şekilde muzdarip olduğumuz hastalıklardır. Solunum yolu hastalıkları en sık karşılaşılanları nezle ve griptir. Halk arasında nezle ya da tıp dilinde nazofarenjit denen burun akıntısı, burun tıkanıklığı hafif boğaz ağrısı, kırgınlık gibi şikayetlerle seyreden hafif seyirli hastalık tablosundan kırgınlık, kas ağrısı, terleme, bulantı kusma, 40C’ yi bulan yüksek ateşle seyreden ve çalışma hayatımızda iş gücü kayıplarına yol açan tablolarla kaşıımıza çıkmaktadır. Bu viral veya bakteriyal enfeksiyonlar çoğu zaman salgına dönüşerek insandan insana bulaşabilme yetisindedir.
Korunmak için hasta bireylerin hasta olmayan bireylerle direk temastan (tokalaşma, öpüşme, ortak kullanılan malzemelerin başkalarıyla paylaşımı) kaçınmasını ve özellikle diyetine dikkat etmesi önerilmektedir. Bu dönemlerde günlük beslenme düzenine taze sebze ve meyve eklemek, vitamin desteği yapmak ve uyku düzenine dikkat etmek büyük önem taşımaktadır. Diğer direnç arttırıcılarla birlikte C, A, E vitaminlerinin kullanımının yararlı olduğu bilinmektedir.
Mevsim geçiş dönemlerinde oluşan sıcaklık farklılıkları cilt sağlığını da etkilemektedir. Bu dönemlerde ciltte yağ ve su kaybı yaşanmakta bu nedenle ciltte hassasiyet oluşmakta ve cilt yüzeyinde kuruma, pullanma ve çatlamalar görülebilmektedir. Cildimizde kurumaya engel olmak için kremli, yağlı jeller ve sabunlar kullanılmalıdır. Cilt tipine uygun vazelin, gliserin, üre, laktik asit, hyaluronik asit içeren nemlendiriciler seçilerek özellikle banyo sonrası ve soğuk maruziyeti sonrası sık aralıklarla sürülmelidir. Cilt bakımı için sağlıklı beslenmeye özellikle vitamin antioksidanlar, mineraller, doymamış yağlar, omega-3 alımı önerilir. Bol su tüketilmesi önerilir.
Yaz aylarına yaklaştığımız şu günlerde klima kullanımına da dikkat etmek sağlığımızı korumak adına büyük önem taşımaktadır. Dışarda sıcaktan bunalarak kapalı ortamda yüksek seviyede klimaya maruz kalmak ve vücut üzerinde ani ısı değişikliği yaratmak kişiyi hasta edebilmektedir. Klima kullanırken sıcaklığı birden düşürmemek ve kademeli olarak azaltmak gerekir. Bu durum, vücudun ısı değişikliklerine adaptasyonunu kolaylaştırır. Özellikle gece uykusunda klima açıkken uyumamak; odayı serinletip gece yatmadan önce klimayı kapatmak en doğrusudur.
Mevsim geçiş etkilerini minimum seviyede yaşamak için;